26 Kasım 2016 Cumartesi

Senarist ve Haberciler İçin Hukuka Giriş


Kural 1: Polis, bir insanın karşısına dikilip de “seni bilmem kimi öldürmekten tutukluyorum” diyemez. Çünkü ancak hakim tutuklar; polis tutuklamaz, yakalar. “Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar” gibi… Bu arada “vaka” ile “vakıa” ayrı şeylerdir. İki kelime de vardır; ama vaka “olay”, vakıa “olgu” demektir (Senaristlerin bunu bilmesi şart değil).

Kural 2: Şikayeti geri çekmek her davayı düşürmez. Şikayete tabi olmayan birçok suç vardır. Örneğin bıçakla yaralama davasında “çocuk şikayetini geri çeksin de kapansın konu” gibi bir anlayış olmaz. Çocuk şikayetinden vazgeçse de kamu davası devam eder.

Kural 3: Ceza mahkemeleri suçla ilgilenir; alacak-verecek, tazminat, nüfus kaydı vs. işler konusu dışındadır. Bir tiyatro oyununda denk gelmiştim, şahsın nüfus cüzdanındaki din hanesi ile ilgili mesele asliye ceza mahkemesinin önündeydi (Yapmayın, Google dayıya sorsanız, o bile asliye ceza mahkemelerinin bu konu ile ilgilenmeyeceğini söyler).

Kural 4: Birlikte işlenen suçlarda ceza, suçu birlikte işleyen kişi sayısına bölünmez. Yani bir suçtan altı yıl hapis cezası verecek mahkeme, suçu üç kişi birlikte işlediği için şahıslara ikişer yıl vermez, altışar yıl verir (İyiymiş; adam suç işlesin, sonra kurbana ortak arar gibi suça ortak arasın).

Kural 5: Ceza mahkemelerinde hakim cübbelerinin yakası, iç kısmı ve kol ağızları kırmızı; hukuk mahkemelerinde yeşildir.

Kural 6: Ağır ceza mahkemelerinde tek hakim yoktur, üç hakim vardır; ortadaki başkandır. Üçlünün (kendilerine göre) sağındaki cübbeli amca savcıdır.

Kural 7: Ceza dosyalarında davacı, davalı değil; müşteki (şikayetçi), müdahil (katılan), şüpheli, sanık olur. İddianame kabul edilip kamu davası açılmışsa davacı “Kamu Hukuku” olarak geçer; müşteki için “davacı” kelimesi kullanılmaz.

Dizi izlemediğim için (bu sene tek istisna “Celal Baba”, yani Tekindor; ama maalesef Kural 1’i ihlal eden de o dizi) sadece bu önerilerle yetiniyorum. Yukarıdaki kuralların çoğu Türk sinema veya tiyatrolarından alınmıştır. Dizilere baksak burası dolar herhalde.

Yazı aslında senaristler içindi, ancak bu yazıyı yazarken bir haber gözüme çarptı, ona değinmeden edemezdim. Haber aynen şu: “…’ya ‘hakaret’ suçundan 250 bin TL’lik manevi tazminat davası açan …’nın şikayetine mahkeme takipsizlik kararı verdi”.

Bu haber nasıl düzeltilebilir, haberin doğrusu nasıl anlatılabilir? Şahsın bir suçla ilgili dava açamayacağı, ancak kişiyi şikayet edebileceği mi anlatılsın, suç ile manevi tazminatın ayrı konular olduğu mu anlatılsın, tazminat davasında takipsizlik kararı olmayacağı mı anlatılsın, takipsizliği mahkemenin değil ancak savcılığın vereceği mi anlatılsın?

Neyse, her şey anlatılır, her şey açıklanır. Daha çok lafımız var ne de olsa…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder