26 Eylül 2016 Pazartesi

Bir Meslek Olarak Yalancılık: Avukatlık


“Eli çantalı bir hırsız, eli silahlı bir hırsızdan daha çok çalar” demiş Don Vito Corleone. Burada mevzubahis avukatlar. İnsanlarımız hiç sevmiyor biz avukatları; para için yalan söyleyen karaktersiz insanlarmışız.

Haklılık payı olabilir böyle düşünen insanların. Dünyada ve üç tarafı denizlerle çevrili, “%99’u Müslüman” ülkemizde yalan hiç barınamamıştır. Hemen her coğrafi bölgesinde düzgün ve dürüst insanların, dini ve ruhani duygularını işlerine yansıtmayan ve gayriahlaki para pul işlerine girmeyen profesyonel özel sektör ve devlet adam/kadınlarının yaşadığı ve yaşattığı şanlı Türkiye Cumhuriyeti’nde muasır medeniyetler seviyesini aştık, dünyaya bu seviyeden el sallamaktayız.

Örneğin taksicilerimiz en kısa yoldan yolcuyu nasıl bırakabileceklerinin derdindedir. Öğretmenlerimiz konularında yetkindir, öğrencilerini kayırmaz, eğitim ve öğretim için gerekli temel ilke ve esaslardan taviz vermez; öğrencilerimiz de haliyle pırıl pırıldır. Restoranlarımızda yemeklerin ve garsonların kalitesinde ve çalışanların yemeklere ilişkin bilgilendirmelerinde hiçbir yalan/yanlış yoktur. Dönercilerimiz tavuk döner yaptıklarını söylüyorsa o döner hakikaten tavuk dönerdir, balıkçılarda bulunan balıklar, balıkçıların söylediği gibi, henüz o gün Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Telefon ve dijital platform şirketleri paket ve kampanyalarında müşterilerini hiçbir surette aldatmaz, “şok kampanya, aylık üyelik sadece bilmem kaç TL” ile başlayan, ancak ayda “beş kere bilmem kaç TL” ile neticelenen üyeliklere koşturmaz bizleri.

Hakimlerimiz kararlarında kanun kitap ne derse onu uygulamaya gayret eder, herhangi bir zümreyi kayıracak kararlara imza atmaz; savcılarımız mevki ve çıkar uğruna veya korkuyla dosya kapatmaz. İşadamlarımız tamamen vatana ve millete hizmet için vardır. Hüküm giymiş dolandırıcılarımız, uyuşturucu kaçakçılarımız, tecavüzcülerimiz, hırsızlarımız da hükümsüzlerimiz gibi hiçbir zaman doğrudan ve adaletten sapmayan insanlardır.

Burada tek sıkıntılı meslek grubu ve insan tipi vardır: “biz avukatlar”.

Mahkemede iki dakika konuşan ama dünyaları götüren kişilerdir avukatlar. Vatandaşla 1-2 saat oturup toplantı yapan, dosya okuyup araştırma yapıp vatandaşa yol gösteren avukatlar, ne yapmışlardır ki kendilerine para verilsin? Aldıkları davaları kaybederlerse yakalarına yapışmak lazımdır, işi çözememişlerdir çünkü (kazanılan dava da “zaten haklı” olunan davadır, onu dedem de savunur).

Bu arada müvekkiller/müvekkil adayları, avukatlarına/avukat adaylarına dava konusu olayı eksiksiz ve doğru, yalandan ari şekilde anlatır, ancak avukatlar doğruları değil, yalanları savunur. Bu nedenle; para ile tutulup, daha sonra kulaklarından tutuldukları gibi kapı dışarı edilmelidir avukatlar.

Avukatlara güven olmaz, katilleri savunurlar, tecavüzcüleri savunurlar, bir nevi katil ve tecavüzcülerdir bunlar.

Bazı dosyalarda “haklı olarak” avukatlar, müvekkillerinin avukatlığını neden yaptığına ilişkin sorularla karşılaşır, yerlerde sürüklenir, gözaltına alınır, tutuklanır, işkence görür. Yalan söylemeyeceklerdir çünkü, büyük günahtır.

Avukatlar, her ne kadar insanların poposu sıkıştığında günde 10 kez aranıp, 1587 whatsapp mesajı ile taciz edilseler de, yana yakıla avukatlarına danışmak durumunda kalsa da bu insanlar, e ne yapalım, “denize düşen ‘yalana’ sarılır”.

Evet, durum budur. Bizler yalancıyız; “yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla”, avukatlar yalancılığa devam ediyorlar hala…

21 Eylül 2016 Çarşamba

Aziz Yıldırım ile Tayyip Erdoğan Arasındaki Yedi Fark



"Aziz Yıldırım ile Tayyip Erdoğan aynı kişidir." görüşüme katılmayanlar mutlaka olacaktır, olmalıdır. Ben de düşündüm, taşındım ve bu şahısların birbirlerinden ayrıldığı yedi noktayı buldum.

"Kişiler arasında yedi fark" fikrinin mucidi Vedat Özdemiroğlu'ya sevgi ve saygılarımla açıklıyorum.

1. Aziz Yıldırım spor kulübü başkanıdır, Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanıdır.
2. Aziz Yıldırım kısadır, Tayyip Erdoğan uzundur.
3. Aziz Yıldırım gözlüklüdür, Tayyip Erdoğan’ın sadece yakın gözlüğü vardır.
4. Aziz Yıldırım tesis yapmıştır, Tayyip Erdoğan yol yapmıştır.
5. Aziz Yıldırım şikeden içeri girmiştir, Tayyip Erdoğan şiirden içeri girmiştir.
6. Aziz Yıldırım kızdıklarını kulüpten attırır, Tayyip Erdoğan kızdıklarını içeri attırır.
7. Aziz Yıldırım taraftarlarına ve etrafındakilere bağırır; Tayyip Erdoğan taraftarlarına bağırmaz, etrafındakileri döver.