29 Nisan 2021 Perşembe

Alışırım Zannettim Yokluğundan Aşılanmam

Maske dağıtılamadığı gibi, aşı da tedarik edilemiyor, aşılanamıyoruz. Ülkeyi kapatıyoruz, açıyoruz, kapalıyken aşılanamıyoruz. Açıldığımızda aşısızız, odalarda ışıksızız, ışığı açıyor, dışarı çıkıyoruz, temas ediyoruz, kapıyoruz. “Şu tarihe kadar aşılanacaksınız” deniyor, o tarihe kadar aşılanamıyoruz. Daha sonra “zaten dozlar arası uzatılabiliyor” deniyor. Net GYA bu da, neyse.

Sokağa çıkma yasaklarımız var malum. Akşam 7’den sonra sokağa çıkmak yasak. Önceden de akşam 9’dan sonra sokağa çıkmak yasaktı. Ancak 9.30’da, 10’da millet dışarıdaydı İstanbul’da; şimdi de 7.30’da, 8.30’da millet dışarıda. Evlerine dönüyor insanlar herhalde. Sorsak onlara, “sokağa çıkmıyoruz ki, sabahtan beri dışarıdayız zaten, sokağa çıkmak diye bir şey yok, sokaktan eve dönmeye çalışmak var” derler ve bu insanlar, yerden göğe, E-5’ten Minibüs Caddesi’ne kadar haklılar.

Tam kapanıyoruz, iki adet A4 kağıdını dolduracak şekilde istisnai kesim açıklanıyor. Sen dışarıdasın, herkes dışarıda. Araçla çıkmışsın, herkes araçla çıkmış. Soruyorsun, herkesin gaydirigubbak belgesi var, herkes o belgeyle çıkabiliyor. “Haa tamam geç” deniyor gaydirigubbak belgelilere. Cenazeler kotalı; ama kotayı koyanlara kotasız. Hukuk devletinde kuralı koyanlar da kurala uymak durumunda; genelge devletinde genelgeler, genelgeyi koyanların umurunda değil. “Ne yani, bize de mi genelge?”

Krizden fırsat, kısıtlamadan şeriat çıkaran aziz devletimiz 17 günlük alkol yasağı getirdi. Öyle bir yasak ki, kimin getirdiği belli değil, baksanız öyle bir yasak yok, markete gitseniz market 17 gün “alcohol free alışverişler” diliyor. Zabıta bizim büfeye “satmıyorsun değil mi alkol” diye sormuş geçende. “Satmıyorum abi” demiş büfeci. Peynir ekmek gibi satıyor, ben de peynir ekmek gibi alıyorum, var mı?

GYA’cılarımız da “eee stok yapın o zaman” diyor, salaklarımız da “ABD’de de yasakmış” diyor. ABD’de de Biden hükümeti “dindar bir nesil istiyoruz, kiliseler kışlamız, haçımız miğfer, ciğzıslarımız asker” sloganlarıyla Maryland Merkez Kilisesi bahçesinde yüz binlere seslenirken halka donut dağıtıyordu ve “kafası kıyak nesil istemiyoruz” diyerek muhalefet liderine çatıyordu. Halk sağlığını kilise önlerinde, primary school açılışlarında kalabalık törenler yapacak kadar düşünen Biden, aynı zamanda Virginia’nın en önemli tarikat liderlerinden, Joseph Smith yandaşı Mormon James Aleyhisselam’ın cenazesinde binlerle bir araya geldi, Saidi Nurse’ün öğrencilerinin yaptırdığı hayır kurumlarını ziyarete gitti, burada da on binleri topladı, “maşallah a bevy of and ‘lebalebese’ people” diyerek halka teşekkür etti.

Hukukçular da bir yandan şu soruya cevap arıyor: “alkol satışı yasaklanabilir mi?” Bu soru ile “zeytin satışı yasaklanabilir mi?” sorusunun değeri ve cevabı aynı. Yobazlar da hemen şunu söylüyor, “içmeyin canım, ölür müsünüz”. Yobaz olduğu kadar çirkin ağabey, sen konuşma, konuşmazsan ölür müsün? Haa bu arada yobaz ağabey, sen aşılandın mı?

“Ulan zaten eve tıkıyorsunuz, evde ne yiyip ne içeceğimize nasıl karışırsınız?” diye soran pek az. Kural şu: “evde kalın, evde de şunları şunları yapın”. Tamam emredersiniz şunları şunları yapalım da, aşı işi ne olacak? “Aziz milletim, 17 gün boyunca evinizde kalmanızı, yemeklerinizde tereyağı yerine ayçiçeği yağı kullanmanızı, çayı da şekersiz veya iki şekerli değil, tek şekerli içmenizi istiyor, aksi takdirde hakkınızda yasal işlem uygulanacağını belirtmek istiyorum. Bu arada, Ramazan dolayısıyla 10 yaş ve altındaki ve tabii ki üstündeki çocuklara çikolata verilmeyecektir. Bok yesinler. Gereğini rica ederim”.

Bir versiyon da şu, “ben içmiyorum ama bu yasağa karşıyım”. Allah ve Ciğzıs senden razı olsun güzel kardeşim. Ben de çikolatadan hazzetmiyorum, herkesin çikolata yiyebilmesi için ciğerimi veririm. Zaten bir cümleye “ben … ama” ile başlıyorsan, yüzde doksan dokuz tırt bir açıklama yapıyorsundur.

Neyse; kapanma günlerinde trafikte görüşmek üzere, kafanız ayık, deryanız yanık olsun.