28 Mart 2021 Pazar

Turrup

Son dönem yaşananları spesifik olarak belirtmeye gerek yok. Ancak bir dönem verdiği kayıtsız şartsız desteklerle, yerli ve milli değirmene su taşıyan, hatta onlara sadece içmeleri için su taşıyan, onların çaylarını tazeleyen, “çayınıza ekstra şeker ister misiniz” diye soran, onlar çay içerken yanından geçip selam veren kim varsa onları öz eleştiri yapamama kültürüne Münir Özkulvari bir edayla “turrup” sıkayım.

Bakıyorum, çok güzel çıkış yolları bulmuşlar “turrup” sıktıklarım kendilerine, “ama o zaman şunlar şunlar yapılmıştı ve ülke daha da demokratikleşmişti”, “kanunlarımız değişti, Avrupa Birliği’ne uyum yasaları geldi”, “askeri vesayet sona erdi” türü laflarla destekleyenler, o dönem bu “yenilikleri” eleştirenlere “Kemalist ergen”, “darbeci”, “istemezükçü”, “faşist” yaftaları yapıştırırken, ülkenin pafta pafta içine edilmesinde zerre pişmanlık duymadı, öz eleştiri getirmediler. “Onlara verdiğim çayın içine tüküreydim” bile demediler. Şimdi ise, yetmez ama evetçi hıyarağalarına edilen laflara “kolaycılık yapmayın” eleştirisi getiriyorlar. Hâlbuki kolaycılık onlarınki; “Efendim biz ne yaptık? İyiyken iyi dedik, kötüyken kötü dedik” fışkısını çıkartmakta ısrarcılar. Bunların hepsi GYA (açılımı için bakınız, daha doğrusu sorunuz şahsım).

Biz geri zekâlıydık zaten o dönem, yapılanların hangi amaca hizmet ettiğini bilmiyorduk yaşımız henüz 20 değilken bile ve tahmin etmiyorduk olacakları o kısıtlı aklımızla. Ki aklımız hâlâ kısıtlı. Siz ise sayın demokratlar her şeyin en iyisini biliyordunuz, gevrek gevrek anlatıyordunuz Taraflarda Maraflarda, hatta NTV’lerde MTV’lerde yüksek sesli olarak. Siz demokrat ve hatta devrimciydiniz, hatta “AK Parti” devrimci bir partiydi; bizse vesayetçi, darbeci, jakoben, cakobenimdirobenimmilletimindirancak’tık. Günün sonunda adamın biri çıkıp tek başına sözleşmeyi feshetme cüretini kendisinde bulabildi, çok şükür vesayet kalktı ortadan.

Oy için, sonra tekrar çıkarmak üzere kısa süreliğine giydiği milli görüş gömleğini satan gömlekçinin talepleri üzerine feshetti sözleşmeyi adam. Gömlekçiler de hamdolsun sözleşmeyi feshettirdikdikdiklerini iddia ediyor, diktir oradan sayın gömlekçi ve bir o kadar da sakallı ve yobaz amcalar.

O sakallı ve yobaz amcaların lideri kayıp trilyoncu ve bir o kadar da Allahçı gömlek tüccarının anmasına katılan ve yine en az onlar kadar vatan ve millet sevgisi ile dolu muhalefet parti liderleri ve temsilcileri de demlenen çaya bırak tükürmeyi, en güzel kurabiyeleri ikram ediyorlar kısa süreliğine fakat ebediyen, tekrar çıkarmak üzere gömlek giyen yerli ve milli bedenlere.

“Çözüm bizatihi gelenek ve göreneklerimizde, özümüzde mevcuttur” diyor fesihçi adamın mesihçilerinden biri. Korkmayalım sadece toprağa gideceğiz, sonra toprak olacağız, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceğiz, oradan özümüze ulaşacağız, o öze bir arı konacak, belki o arı ANAP arısı olacak yani.

Değerlere tam manasıyla sahip çıkmak için bir başka yol da var: O değerlere tartışmasız en sadık güruh olan ve ülkenin yoluna baş koymasıyla, hatta bayırına düzlüğüne ölmesi ile meşhur olan gruba katılmak mümkün, ancak onun için mutlak surette TCK m.220’de düzenlenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunu işlemeniz veya örgüte üye olmanız, en azından örgüt adına suç işlemeniz, örgütle hiçbir ilginiz yoksa da en azından birkaç kadın öldürmeniz veya öldüresiye dövmeniz şart. Adamlara katılmak, Hababam Sınıfına katılmak gibi: Sigara içmek, kopya çekmek, okuldan kaçmak zorundasınız. Baş koyanlar güruhu için de en az bir mafyatik harekette bulunmanız şart. Tabii bir de teröre karşı gelmeniz. Terör ne demek, tanımı da onlar veriyorlar. O tanıma uyarsanız, takıyorlar rozeti ilgili yere. Çözüm çok yani.

Biz ise aynıyız, aynı yerde saymaya devam ediyoruz. Bizden bir halt olmaz: Oyumuz binde bir, soyumuz belli değil.

Hayırlı anmalar, sanmalar,

Hayırlı fesihler, mesihler,

Hayırlı soymalar, baş koymalar,

Hayırlı yatlar,

Sayın demokratlar…