29 Aralık 2021 Çarşamba

2022

 


2021 bitmek üzere. Diğer yıllara da hakkını vermekle birlikte, en az geçmiş yıllar gibi osuruktan biten bu yılımızla ilgili bir kısım tespitlere, yılın en iyi on albümüne/on dizisine/on filmine/on kitabına gerek yok. On’lar bilmez…

Her yıl biraz daha büyümenin (daha da önemlisi büyütmenin) verdiği haz dışında -ne demiş Doktor: “Güzellik önce gelir. Zafer onu takip eder. Asıl mühim olan ise hazdır”, o hazzı sonuna kadar yaşayacağız- ufak tefek mutlu olunabilecek anlar, değişimler yaşanmadı değil. Bakın, Feyzioğlu’nun gitmesi bile ayrı bir mutluluk kaynağı mesela. Durakoğlu’nu indiremedik, ama gidecek gitmekte olan; Feyzioğlu ise gidecekti, gitti.

Çok üzücü haberler de aldık, Ferhan Şensoy gitti, daha ne olsun?

Ali Erbaş korkusundan yeni araba alamıyor, Özkök yurt dışında gönül rahatlığıyla espresso içemiyor artık.

Bu arada bugün öğrendim; Fenerbahçe, İSKİ’ye karşı fazla fatura ile ilgili açtığı davayı kazanmış. Bir takım bu kadar “winner” olabilir mi?

Yine bu yılı da hamdolsun terörist bitirdik.

Bana göre, yeni yıl değişikliği sadece dosya numaraları için önemli sadece. Bir dava açılıyor, tak, “2021’e bilmem kaç”. Birkaç gün sonra “2022’ye bilmem kaç” olacak. Ajanda değişecek bir de, benim gibi takıntılılar için onun da pek önemi yok; zira aynı marka ve aynı renk ajanda; sadece kapağında yer alan sayının sonunda 1 değil, 2 olacak. Kalem desen aynı: “Uniball Signo UMN-207” (Reksan Reklam sunar, TRT Radyo 1). TRT demişken, elektrikte TRT katkı payı kalktı, artık cüzdanımızdan diriliş, diziliş ve çözülüş ertuğrullara mızrak alınmayacak. Herhalde konuşarak anlaşma cihetine girecek şanlı ecdadımız.

Yeni yıldan özel bir beklenti yok anlayacağınız. Hiçbir şey olmayacakken sırf dört haneli bir sayının en sağındaki rakam değişecek diye ekstra bir motivasyona gerek yok (Önemli bilgi; on yılda bir onun bir yanındaki, yüz yılda bir de onun iki yanındaki değişebiliyor, bin yılda bire girmiyorum, Sultan Süleyman mıyız?) Yeni yılın ilk pazartesisi şehir dışı duruşması zaten. Hadi beklentide bulunalım yeni yıldan: “Sayın 2022, kıymetli aylar; müdafii olduğum sanık hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyorum”.

2022, 2023, … O kadar yani. Yaşıyor muyuz? Çok şükür.

“Masalların Masalı” şiirinin son kısmı ile bitirelim bu yazıyı madem:

“(…) Su başında durmuşuz / önce kedi gidecek / kaybolacak suda sureti / sonra ben gideceğim / kaybolacak suda suretim / sonra çınar gidecek / kaybolacak suda sureti / sonra su gidecek / güneş kalacak / sonra o da gidecek...

Su başında durmuşuz / çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz / su serin / çınar ulu / ben şiir yazıyorum / kedi uyukluyor / güneş sıcak / çok şükür yaşıyoruz / suyun şavkı vuruyor bize / çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze...”

 

 

Resim: Sedat Girgin (Nazım Hikmet, Üç Şiir - Yaşamaya Dair, Ceviz Ağacı, Masalların Masalı, 6. Baskı, Yapı Kredi Yayınları, 2019).