21 Mayıs 2021 Cuma

Pekmez Ama Evet

Paylaşılan malum videolardan sonra Google’a girelim ve yazalım: “Susurluk olayı nedir, Susurluk olayında neler olmuştur?” Hemen tartışalım bir de peşinden; “ikinci bir Susurluk mu bu” vs. diye.

Susurluk 1996’da, “when I was in elementary school” yaşanmış bir hadise. Aradan geçmiş yirmi beş yıl, schoollar schoolları kovalamış, iş aş eş virüs Haydar Baş derken ilk kez yeni bir olay yaşanmış öyle mi?

Bir çırpıda çıkar şimdi burada 17-25’ler, arkada Türk bayraklı A Haberli Zarrablar, Mit Tırları, 2015 seçimleri, “400’ü verin bu iş huzur içinde çözülsün”ler, “istikşafî”ler, mühürsüz oylar, pusulalar, Fethullah Enişte ile bağlantılar, tarikatlarla ilişkiler, vakıflar, dernekler, yurtlar, müteahhitler, milletin malına, arsasına çökmeler vs. vs.

Ama hayır; biz “Susurluk’tan sonra Peker” diyelim. Pekmez sayın arkadaşlar…

Tabii açıklama sahibi Peker şimdi beğenilmediği için hemen karşı açıklamalar yapıldı; suç örgütü liderliği, mafyalığı, pisliği, FETÖ’cülüğü kalmadı. Zamanında aynı mahallede onunla neler yapıldığı, ona neler yaptırıldığı malum, kanda duşları vs. de unutmuş değiliz, esasında oralarda da fetösel bir “ne istediler de vermedik” var ama konu o değil; “o zaten şöyleydi, böyleydi” türü açıklamalar kestirme yol.

Yahu güzel kardeşim (Altan Erkekli gibi söyledim, “radyoda Zeki Müren şarkı söylemiyor mu” şeklinde devam edebilir); CHP’li yapsa “o zaten cehapeli”, İyi Partili yapsa, “o zaten Meral Ablacı, proje, FETÖ METÖ”, MHP’li yapsa “Meral Ablacı olmuş, D’si büyük ve küçük devlete hıyanet”, eski AKP’li yapsa, “o zaten davamıza ihanet mihanet”, yeni AKP’li yapsa “gereken yapılır, FETÖ yanı başımızdaymış”, HDP’li yapsa “o zaten PKK’lı”, HDP’siz yapsa “o zaten milletin değerleri meğerleri bilmemneli”. E kim yapacak o zaman? Herhâlde bir Erdoğan derse kabul edeceğiz bu açıklamaları. O zaman da “kandırmışlar benim güzel reisimi” deyip başa döneceğiz. Yine kötü cehape olacak, hepsi HDPKK’lı vs. olacak.

Bir bilmemnere atasözü der ki, “bir dönem iyi geçinen iki insan kanlı bıçaklı olduktan sonra, birinin diğeri aleyhine söylediği her şey doğrudur” (var mı böyle bir atasözü bilmiyorum, ama bence olmalı, milyarlarca yıllık bir dünya kültürü sonuçta).

Gerçekleri biliyoruz hâlbuki. Gerçekler; Dubai’den, üzeri kitaplı, tespihli, zülfikarlı masalara, kafam kadar yüzüklü parmaklara muhtaç değil. O nedenle “aaa”lık durum yok. Sadece “şu da varmış” diyoruz o kadar. “Suavi de amma sakal yaptı bu hafta” demiyoruz sonuçta. Bir etki yok anlayacağınız.

O mahalleyi de pek etkilemez bunlar tabii; vatan, millet, beka, terörle mücadele densin, “öyle ya” der o mahallenin muhtarları. Sonuçta genel olarak etki diye bir şeyden bahsedemeyiz. Sadece keyifli oluyor o mahalleden insan sinirlenince, hoşumuza gidiyor herhâlde naçizane. TRT’de özel program yaptırmışlar adama baksanıza, etki o. TRT de bizim TRT’miz zaten. Elektrik faturasında 1, 2 liracık veriyoruz, olacak o kadar.

Susurluk’la başlayıp “olacak o kadar” da demişken, aklıma Olacak O Kadar’ın bilgi yarışması skeci geldi. İnternette bulamıyorum, bulursam sevineceğim, siz bulup da bana gönderirseniz daha fazla sevineceğim (niye “daha fazlaysa”). Biri genç biri yaşlı iki çift bilgi yarışmasında. Sunucu Ali Sürmeli diye hatırlıyorum; yaşlı çift Levent Kırca ve muhtemelen Zeynep Tedü’den, genç çift de Ahmet Çevik ile hatırlayamadığım bir genç kadından oluşuyor, Ebru Kural olabilir. Her bir soruda bir yöreye ilişkin bilgiler soruluyor. Sorulardan biri kazayı (Susurluk), biri Madımak Oteli yangınını (Sivas), biri cezaevi olaylarını (Diyarbakır) içeriyor, başka sorular da olabilir. Yaşlı çift bilmiyor; taze beyinler anında yanıtlıyor. Levent Kırca da “biz Susurluk’u ayranıyla, Diyarbakır’ı karpuzuyla, Sivas’ı türküleriyle, ozanlarıyla biliriz; siz bu ülkenin içine etmişsiniz” vs. diyerek ayrılıyor yarışmadan, bitiyor skeç. Öyle yani…

Neyse, ne diyorduk, evet Susurluk, Susurluk’tan sonra de Peker, aynen kardeşlerim (bu “kardeşlerim”i de Pekervari söylemle alabilirsiniz).

Çeksin yeni videolar, ülkenin kafası dağılsın. Çünkü ülkenin kafası çok net, dağılmaya ihtiyacı var; pekmez ama evet!