27 Nisan 2022 Çarşamba

Haklı Olmak

“Hâkimler ve mahkemeler kimseden emir ve talimat almazlar, kimsenin tavsiye veya telkinine göre de karar vermezler. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun vicdani kanaatlerine göre karar verirler.

Beklentiye göre karar verdiği zaman ‘Ankara’da hâkimler ve mahkemeler var’ demek, beklentiye göre karar verilmediğinde ‘hâkimleri ve mahkemeleri suçlamak’, kararları, beklentiye uygunluğa ya da siyasi taraftarlığa göre değerlendirmek, hukuk devleti ile bağdaşmaz.

Türkiye bir hukuk devletidir. Hiç kimse kendini mahkeme veya hâkim yerine koymamalıdır. İstediği gibi karar çıkmadığında mahkemeleri ‘kurgulanmış mahkeme’, verilen kararları da ‘talimatla verilmiş kararlar’ olarak nitelemek, hâkimlere ve yargıya açık bir hakarettir.

Görülmekte olan bir dava üzerinden yargıyı, hâkim ve savcıları hedef alanları, hakaret ve tehdit edenleri kınıyorum.” buyurdu bakanımız. Ufak imla düzeltmeleri yaptım tweet’inde, hoş görsün bu kulunu.

Kesinleşmeyecek, kesinleşse bile olağanüstü kanun yolları ile iade-i itibarla son bulacak bir yargılamada hukuk ayan beyan katledildi. Gezi’nin özelliğine ve bu kararın intikam niteliğine değinmiyorum bile. Gezi’yi bir önceki yazıda da andık zaten.

Beraat ve tahliye edilen suçtan mahkumiyet verildi; yeniden açılan/uydurulan suçtan beraat verildi vs… Tünel sistemi uygulandı, çok net bir şekilde. Tıpkı malum dönemin hâkim ve savcıları gibi uygulandı hukuk.

Tüm bu açık hukuksuzluğa rağmen, hâkimler bu karara imza atarken “bizden önceki militanların başına ne sıkıntılar geldi, bize de gelir” diye düşünmedi, an’ı yaşadı; “carpe diem” bir nevi.

Tablo bu şekilde iken bakan; yine ileride hicap duyacağı sözler söyledi/tweetler attı (gerçi hicap niye duysun, “carpe diem” dedik ya). İleride hatırlatılır kendisine, tıpkı hocaefendisi için söylediği sözler gibi; o da “dün dündür, bugün bugündür” der; ileride tarihin tozlu, kötü kokan sayfalarına adı karışmaya devam eder.

Zaten niye o geldi ki adaletimizin başına, adaletimiz o kadar adaletsiz mi? Öyle demek ki.

Başkalarını bilmem, ben ülkem için çıktım dışarıya; Kavala’yı tanımam, çok iyi Kavala kurabiyesi yapan yer bilirim Dedeağaç’ta, isteyene öneririm. Gezi onurumuzdur, onu da bilirim, orada olduğum için de onur duyarım.

Gerisi, mesela şu ağır ceza heyetinin kararı “yok”tur benim için; ama yatanlara, ailelerine üzülürüm. Şimdinin büyük büyük insanlarının külliye duvarına işediklerini de bilirim.

Haklıydık çünkü; haklı olmanın huzuru var üzerimizde. Yapıcı’da da, Atalay’da da, diğerlerinde de var tabii. Haklı olmak başka bir şey; onlar ise hiç olmadılar.





Not: Yazıyı siteye koyduktan sonra fark ettim. Bu, sitenin 100. yazısıymış. Yazılarım çok da okunmuyor ama, önemli olan iç dökmek sonuçta. İçimi döktüklerime ve destekleyenlere teşekkürler...