Bu yazıda, “Kafa”
dergisi kadar olmasın, Nazım Hikmet ile Necip Fazıl’ı kıyaslama cüretini
göstermiş olalım. Hem de somut bir konu üzerine…
Bugün Yuri Gagarin’in
uzaya çıkışının 56. yıl dönümü. Bu müthiş olayın ertesi günü, yani 13 Nisan
1961’de Nazım Hikmet, “Kosmosun Kardeşliği Adına” adlı bir şiir yazmış. Bu
şiire aşağıda yer verelim.
“Kosmosta
bizden başka düşünen var mı
var
bize
benzer mi
bilmiyorum
belki
bizden güzeldir
bizona
benzer mesela ama çayırdan nazik
belki
de akarsuyun şavkına benzer
belki
çirkindir bizden
karıncaya
benzer mesela ama traktörden iri
belki
de kapı gıcırtısına benzer
belki
ne güzeldir bizden ne de çirkin
belki
tıpatıp bize benzer
ve
yıldızlardan birinde
hangisinde
bilmiyorum
yıldızlardan
birinde konuşacak elçimiz
hangi
dilde bilmiyorum
yıldızlardan
birinde konuşacak elçimiz onunla
Tovariş
diyecek
söze
bu sözle başlayacak biliyorum
Tovariş
diyecek
ne
üs kurmaya geldim yıldızına
ne
petrol ne yemiş imtiyazı istemeğe
Koka-kola
satacak da değilim
selamlamaya
geldim seni yeryüzü umutları adına
bedava
ekmek ve bedava karanfil adına
mutlu
emeklerde mutlu dinlenmeler adına
‘Yarin
yanağından gayrı her yerde her şeyde hep beraber’
diyebilmek
adına
evlerin
yurtların
dünyaların
ve
kosmosun kardeşliği adına
Paris - 13.04.1961”
Şimdi de “Üstad” Necip
Fazıl’ın feza pilotlarını selamladığı “Feza Pilotu” adlı şiirle yazımıza devam
ediyoruz.
“Yirminci
Asrın ablak yüzlü feza pilotu!
Buldun
mu Ay yüzünde ölüme çare otu?
Bir
odun parçasına at diye binen çocuk!
Başında
çelik külah, sırtında plastik gocuk.
Uzaklıkları
yenmiş fatih edasındasın!
Dipsizliğin
dibini bulmak sevdasındasın!..
Allah'a
dil çıkarır gibi küstah bir yarış...
Farkında
değilsin ki, Ay dünyaya bir karış
Fezada
milyarlarca ışık, yol, mesafe;
Seninki,
saniyelik zafer, ilmi hurafe!
Kavanozda,
kendini deryada sanan balık;
Ne
acı vahşet, mağrur ilimdeki kabalık;
Fezada ‘Allah diye bir şey yok’ iddiası!!!
Gel
gör, kaç füzeye denk, bir müminin duası;
Rafa
kaldırmak için ruhlarını dürdüler;
Güneş
diye kalpteki güneşi söndürdüler.
Bilmediler;
kalptedir, kalptedir asıl feza;
Kalptedir,
ölümsüzlük kefili kutsi imza.
Sayıdan
sonsuzluğa sınıf geçirtecek not;
Bizdedir,
ve bizdedir Arş'a giden astronot,
Ve
mekandan arınmış ve zamandan ilerde,
Fezayı
teslim alma sırrı bizimkilerde.
Bizimkiler
ışığa gem vurur da binerler;
Yerden
göğe çıkmazlar, gökten yere inerler...
1972”
Yazı bu kadardı,
selametle…