“Slavya kahvesinde oturan dostum Tavfer'le,
Vıltava suyuna karşı oturup,
tatlı tatlı yarenliği severim
hele sabahları hele baharda.
Hele sabahları hele baharda
Konuşurken dalar dalar gideriz
Bir yitirir bir buluruz birbirimizi.
Hele sabahları hele baharda.
Pırağ şehri yaldızlı bir dumandır
Ve kızıl, kocaman bir elma gibi.
Nezval geçer taze çıkmış kabrinden
param parça yüreği de elinde
ve Orhan Veli'yle karşılaşırlar
Urumeli Hisarından gelir o
ve telli kavağa benzer Orhanım
Yüreciği delik deşik onun da.
Biz de aynı loncadanız biliriz Tavfer
zanaatların en kanlısı şairlik
sırların sırrını öğrenmek için
yüreğini yiyeceksin, yedireceksin.
Pırağ şehri yaldızlı bir dumandır
Vıltava suyunun köpüklerine
martı kuşlarıyla gelir İstanbul...
Lejyonerler köprüsüne gidelim Tavfer
martı kuşlarına ekmek verelim.”
“Slavya Kahvesinde Şair Dostum Tavfer’le Yarenlik” adlı
bu şiirini 26 Nisan 1958’de Prag’da yazmış Nazım Hikmet. Otobiyografisinden,
daha doğrusu, “Otobiyografi” adlı şiirinden anladığımız üzere, 1961 yılında da
Prag’dan Havana’ya uçmuş.
“… otuz altımda yarım yılda geçtim dört metre
kare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatta uçtum Pırağ’dan
Havana’ya…”
Nazım Hikmet’in Prag üzerine yazdığı nice şiirleri
var. Slavya Kahvesi de (Cafe Slavia) Nazım Hikmet’in sürekli gittiği, kahve
içtiği, şiirlerini yazdığı, içi o kadar etkileyici olmasa da, bulunduğu yer ve
tarihi itibariyle görülesi bir yer.
Cafe Slavia’da Nazım Hikmet’in fotoğrafı da var. Şimdi
gittiğinizde, o fotoğrafın internette gördüklerinizden farklı olduğunu
anlayacaksınız. Şahsen ben, “Bir tane daha mı var acaba” dedim, ki niye olsun?
Birçok şair ve yazarın burada fotoğrafı var, Nazım Hikmet’in de bir tane var
tabii. “Değiştirdiler herhalde fotoğrafı” dedim içimden. Niye değiştirirler o
ayrı mesele de, değiştirmişlerdir herhalde.
Sonra çözüldü olay. Haberden anlaşılacağı üzere (tıklayınız) bir
Türk turist, Nazım Hikmet’in fotoğrafını çalmış. Bunun üzerine Slavia
çalışanları da yenisini koymuş.
Yazıyı burada bitirelim mi? Bence bitirelim.