Gelmişiz
2021 yılının sonuna, cumhuriyetin malum odak tarafından nereye getirildiği
ortada; ancak hâlâ Abdullah Gül güzellemesi yapılıyor arkadaş. Cumhurbaşkanlığı
döneminde her 29 Ekimde hasta olan bu adamla artık neden hasta olmadığı ile ilgili
dalga geçiliyor; “adama yüklenmeyin” filan diyen oluyor Twitter’da. Bunu diyenin
ismi cismi de çakma tabii, Hayrünnisa Gül de olabilir yazan. Şöyle diyor
mesela, Gül’den sonra AKP’nin nereye evrildiği ortadaymış. Bu şu demek,
Abdullah Gül AKP’de iken AKP “bal dök yala” idi, ondan sonra bozdu. Tabii
sorsak “devamız” da öyleymiş, “geleceğimiz” de.
AKP
2002’de iktidar olmuştur ve o günden bugüne kim onlardan yana olmuşsa bu
tablodan sorumludur. Davutoğlusu Babacanı Gülü mülü, bizim zamanımızda çok
iyiydi, sonra bozdu ayakları yapmasın, yemezler. Meşhur bir tweet var ya hani, “uçarken
gölgesi bu iktidardan yana düşen kuşun kanadını” ile başlayan (sonrasında da bir kelime geliyor zaten, tahmin etmek zor değil), hah aynen öyle
işte.
Tabii
büyük (!) şirketlerimiz de 29 Ekimlerde 1-2 dakikalık videolarla cumhuriyet
güzellemesi yapmasın bir zahmet. Hele ki Berat Albayrak’la yaptıkları toplantı sonrasında,
rüzgârda savrulan saçlarıyla, parmak da sallayarak Berat Albayrak güzelleyen ve kendisi için “bizeee
orta ve uzun vadedeee, yeni döneminnn, dönüşüm dönemininnn, neler yapılacağınınnn
ana hatlarını verdi” diyen Güler Hanımefendi hiç yapmasın. Cumhuriyetin bu
hâlinde sizin ana hatlarınız da sorumlu pek değerli Güler Teyze ve ondan da
değerli rüzgârda savrulan saçları.
Cumhuriyet
yıkılmış, sadece Anayasamızın 1 ve 2. maddelerinde öylece duruyor. Tek adamın
hükmettiği, şahsım devleti kurulmuş, dinî esaslara göre yönetiliyor. Bu güller
ve dudaklar da şimdi, ne kadar acı ve açık şekilde ilmek ilmek bitirdiler
cumhuriyeti. Yoksa şu anda Diyanet İşleri Başkanı denen şahıs bu denli, densiz
şekilde konuşabilir miydi? Veya televizyonlardan “Şimdi biz yeni bir devlet
kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan’dır”
denebilir miydi? Dört bir yanımızı İmam Hatipler, TÜGVA’lar mügvalar, ilim
yaymalar milim yaymalar, Hakyollar b.kyollar doldurabilir miydi? İlerinin TÜTÖ’sü
olabilecek yeni yapılanmalar bu kadar göstere göstere boy gösterebilir miydi?
Neyse,
29 Ekim işte böyle, kutlayalım, bayrak filan sallayalım, kırmızı giyinelim,
video filan paylaşıp beğenelim, güllere, devalara, geleceklere filan da ses
etmeyelim, hatta onlarla ittifakların yollarını arayalım. Çatı aday filan gösterelim
hatta onlardan. Güzeller içinden bir onları seçelim. Rüzgârda savrulan saçlara
taç yapalım çiçeklerden.
Çığıktık ağçık ağlınlağa…