2021
bitmek üzere. Diğer yıllara da hakkını vermekle birlikte, en az geçmiş yıllar
gibi osuruktan biten bu yılımızla ilgili bir kısım tespitlere, yılın en iyi on
albümüne/on dizisine/on filmine/on kitabına gerek yok. On’lar bilmez…
Her
yıl biraz daha büyümenin (daha da önemlisi büyütmenin) verdiği haz dışında -ne
demiş Doktor: “Güzellik önce gelir. Zafer onu takip eder. Asıl mühim olan
ise hazdır”, o hazzı sonuna kadar yaşayacağız- ufak tefek mutlu
olunabilecek anlar, değişimler yaşanmadı değil. Bakın, Feyzioğlu’nun gitmesi
bile ayrı bir mutluluk kaynağı mesela. Durakoğlu’nu indiremedik, ama gidecek
gitmekte olan; Feyzioğlu ise gidecekti, gitti.
Çok
üzücü haberler de aldık, Ferhan Şensoy gitti, daha ne olsun?
Ali
Erbaş korkusundan yeni araba alamıyor, Özkök yurt dışında gönül rahatlığıyla
espresso içemiyor artık.
Bu
arada bugün öğrendim; Fenerbahçe, İSKİ’ye karşı fazla fatura ile ilgili açtığı davayı
kazanmış. Bir takım bu kadar “winner” olabilir mi?
Yine
bu yılı da hamdolsun terörist bitirdik.
Bana
göre, yeni yıl değişikliği sadece dosya numaraları için önemli sadece. Bir dava
açılıyor, tak, “2021’e bilmem kaç”. Birkaç gün sonra “2022’ye bilmem kaç”
olacak. Ajanda değişecek bir de, benim gibi takıntılılar için onun da pek önemi
yok; zira aynı marka ve aynı renk ajanda; sadece kapağında yer alan sayının sonunda
1 değil, 2 olacak. Kalem desen aynı: “Uniball Signo UMN-207” (Reksan Reklam
sunar, TRT Radyo 1). TRT demişken, elektrikte TRT katkı payı kalktı, artık cüzdanımızdan
diriliş, diziliş ve çözülüş ertuğrullara mızrak alınmayacak. Herhalde konuşarak
anlaşma cihetine girecek şanlı ecdadımız.
Yeni
yıldan özel bir beklenti yok anlayacağınız. Hiçbir şey olmayacakken sırf dört
haneli bir sayının en sağındaki rakam değişecek diye ekstra bir motivasyona
gerek yok (Önemli bilgi; on yılda bir onun bir yanındaki, yüz yılda bir de onun
iki yanındaki değişebiliyor, bin yılda bire girmiyorum, Sultan Süleyman mıyız?)
Yeni yılın ilk pazartesisi şehir dışı duruşması zaten. Hadi beklentide bulunalım
yeni yıldan: “Sayın 2022, kıymetli aylar; müdafii olduğum sanık hakkında beraat
kararı verilmesini talep ediyorum”.
2022,
2023, … O kadar yani. Yaşıyor muyuz? Çok şükür.
“Masalların
Masalı” şiirinin son kısmı ile bitirelim bu yazıyı madem:
“(…) Su başında durmuşuz / önce kedi gidecek /
kaybolacak suda sureti / sonra ben gideceğim / kaybolacak suda suretim / sonra
çınar gidecek / kaybolacak suda sureti / sonra su gidecek / güneş kalacak /
sonra o da gidecek...
Su başında durmuşuz / çınar, ben, kedi, güneş, bir de
ömrümüz / su serin / çınar ulu / ben şiir yazıyorum / kedi uyukluyor / güneş
sıcak / çok şükür yaşıyoruz / suyun şavkı vuruyor bize / çınara, bana, kediye,
güneşe, bir de ömrümüze...”
Resim:
Sedat Girgin (Nazım Hikmet, Üç Şiir - Yaşamaya Dair, Ceviz Ağacı, Masalların
Masalı, 6. Baskı, Yapı Kredi Yayınları, 2019).