İktidarında
önce Galatasaray şampiyon oldu, sonra yerli ve milli Başakşehir tarihinde ilk
kez şampiyon oldu, sonra Sergenli Beşiktaş, en son da neredeyse kırk yıl sonra
Trabzon. Çok sağlam başarı. Herkes tattı şampiyonluğu. Ortalık rengarenk oldu.
Takımı
ise bu süreçte, bırakalım şampiyonluk adaylığını, kümede kalma mücadelesi bile
verdi.
Yine
Kadıköy’de derbi serileri sona erdi. Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor; güle
oynaya yendi Kadıköy’de Fenerbahçe’yi.
UEFA
Avrupa Ligi statüsü olduğundan beri ilk kez gruptan çıkamadı takım. Dandik bir
Konferans Ligi çıkardılar, onda da ilk maçta elendi: Aynı tarifeyle, 3’er 3’er
yiyerek…
Takıma
olan sevgi, destek, kredi vs. vs. hepsi bitti. Zorla izliyordu taraftar,
takımını; şimdi hiç izlemiyor. Herkesin zamanı kıymetli.
Halbuki
ne sağlam destekle gelmişlerdi (ben dahil). “Haziran güneşi” demiştik, daha ne
diyelim?
Bir
sürü hoca, oyuncu geldi gitti. Birçoğu da o eleştirilen eksbaşkanın daha önce getirdikleri
idi. Vizyon mizyon dendi. V’sini göremedik.
Bu
akşamki Kasımpaşa osuruktan galibiyeti düşüncemizi değiştirecek değil,
hasbelkader 2. olursa takım, o da bir başarı değil.
Dünyanın
en güzel takımı dediğimiz basketbol takımı bile batırılabildi, dağıtılabildi.
Hiçbir
şey başarılamadı ve her tercih yanlıştı. Şimdi bir tercih şansı var, bu fırsat
kolay kolay geçmez, o isabetli tek tercih olacak. Ne olduğunu hepimiz biliyoruz.
Finito
Sayın Koç, Finito!