“Hâkimler ve mahkemeler kimseden emir ve talimat almazlar, kimsenin tavsiye veya telkinine göre de karar vermezler. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun vicdani kanaatlerine göre karar verirler.
Beklentiye göre karar
verdiği zaman ‘Ankara’da hâkimler ve mahkemeler var’ demek, beklentiye göre
karar verilmediğinde ‘hâkimleri ve mahkemeleri suçlamak’, kararları, beklentiye
uygunluğa ya da siyasi taraftarlığa göre değerlendirmek, hukuk devleti ile
bağdaşmaz.
Türkiye bir hukuk
devletidir. Hiç kimse kendini mahkeme veya hâkim yerine koymamalıdır. İstediği
gibi karar çıkmadığında mahkemeleri ‘kurgulanmış mahkeme’, verilen kararları da
‘talimatla verilmiş kararlar’ olarak nitelemek, hâkimlere ve yargıya açık bir
hakarettir.
Görülmekte olan bir
dava üzerinden yargıyı, hâkim ve savcıları hedef alanları, hakaret ve tehdit
edenleri kınıyorum.” buyurdu bakanımız. Ufak imla düzeltmeleri yaptım tweet’inde, hoş
görsün bu kulunu.
Kesinleşmeyecek,
kesinleşse bile olağanüstü kanun yolları ile iade-i itibarla son bulacak bir
yargılamada hukuk ayan beyan katledildi. Gezi’nin özelliğine ve bu kararın
intikam niteliğine değinmiyorum bile. Gezi’yi bir önceki yazıda da andık zaten.
Beraat ve tahliye
edilen suçtan mahkumiyet verildi; yeniden açılan/uydurulan suçtan beraat
verildi vs… Tünel sistemi uygulandı, çok net bir şekilde. Tıpkı malum dönemin hâkim
ve savcıları gibi uygulandı hukuk.
Tüm bu açık
hukuksuzluğa rağmen, hâkimler bu karara imza atarken “bizden önceki
militanların başına ne sıkıntılar geldi, bize de gelir” diye düşünmedi, an’ı
yaşadı; “carpe diem” bir nevi.
Tablo bu şekilde iken
bakan; yine ileride hicap duyacağı sözler söyledi/tweetler attı (gerçi hicap
niye duysun, “carpe diem” dedik ya). İleride hatırlatılır kendisine, tıpkı
hocaefendisi için söylediği sözler gibi; o da “dün dündür, bugün bugündür” der;
ileride tarihin tozlu, kötü kokan sayfalarına adı karışmaya devam eder.
Zaten niye o geldi ki
adaletimizin başına, adaletimiz o kadar adaletsiz mi? Öyle demek ki.
Başkalarını bilmem,
ben ülkem için çıktım dışarıya; Kavala’yı tanımam, çok iyi Kavala kurabiyesi
yapan yer bilirim Dedeağaç’ta, isteyene öneririm. Gezi onurumuzdur, onu da bilirim,
orada olduğum için de onur duyarım.
Gerisi, mesela şu
ağır ceza heyetinin kararı “yok”tur benim için; ama yatanlara, ailelerine
üzülürüm. Şimdinin büyük büyük insanlarının külliye duvarına işediklerini de
bilirim.
Haklıydık çünkü; haklı
olmanın huzuru var üzerimizde. Yapıcı’da da, Atalay’da da, diğerlerinde de
var tabii. Haklı olmak başka bir şey; onlar ise hiç olmadılar
Not: Yazıyı siteye koyduktan sonra fark ettim. Bu, sitenin 100. yazısıymış. Yazılarım çok da okunmuyor ama, önemli olan iç dökmek sonuçta. İçimi döktüklerime ve destekleyenlere teşekkürler...