Bu yazı, “hukuk” etiketinde yayımladığım bir yazı. Yazının konusunda da kanun, daha açık ifadeyle madde önerisi var; Anayasaya bir madde eklenmesini istirham ediyorum büyüklerimizden. Ama yazı, kelli felli bir yazı da değil. O nedenle, o ciddiyet(sizlik)le okuyunuz.
Anayasa ve insan hakları
konusunda iddialı değilimdir. Çok insan haklarıcı var zaten, Twitter’da 3.000’den
fazla takipçisi olan hukukçuların %90’ı insan haklarıcı. Onlardan birine bu
yazım denk gelirse ne der bilemem, belki yanlış veya eksik düşünüyorumdur,
olabilir, ben de bir kulum. İnsan haklarında kul hakkı yok gerçi ama, bir hak
eksik bence: “Bi s… g…” deme hakkı.
İnsan hakları tarihi kanla yazıldı,
yüz yıllarca eylemler direnişler vs. hepsine her zerresine ayrı ayrı saygımız
ve şükranımız var, olmasalardı olmazdık. Anayasamızdaki haklara da, yine o
hakları savunan sair mevzuata da selamlarımızı gönderelim.
Diğer yandan suçlar var,
genellikle sözle işlenen suçlar diyelim onlara; hakaret, tehdit gibi. Hakaret
suç olmalı mı olmamalı mı onlar tartışılır, bence olmamalı ama sonuçta suç.
Hakareti suç olmaktan çıkaramıyoruz şu anda ve bunun aksi de pek mümkün
görünmüyor. Sonuçta bundan ekmek yiyen devlet büyüklerimiz var. Bir ara benden
de yiyecekti biri, yedirmedik, neyse… Sonuçta hoşgörü ve bilgelikle donatılmış
müstesna coğrafyamızda “bir hakaretle bir kişi, diğerinin yedi ceddini
öldürebiliyor” diye abuk bir yorum yapalım, geçelim.
Bununla birlikte hele ki ülkeyi
ve gergin ortamımızı düşündüğümüzde, bireylerin en azından “bi s… g…” deme hakkı
olmalı. Bireye o hak tanınmalı, Anayasaya da öyle bir madde eklenmeli.
Biliyorsunuz şanlı mevzuatımızda
“…/A” şeklinde çok madde var. Söz gelimi CMK’da m.110/A var, adli kontrol
altında geçecek süreyi düzenliyor, yetmemiş kanun, adli kontrolü düzenleyen CMK
m.109, m.110, m.111, m.112 az gelmiş; çatada, araya 110/A. Yargıtay’da Başsavcı
itirazı CMK m.308’de varken, “ya biz onu istinafta niye düşünmedik, bak ayıp oldu”
denmiş, çatada CMK m.308/A ile BAM savcılığının itiraz yetkisi eklenmiş (stadı
bilmeyenler için söylüyorum; BAM, bölge adliye mahkemesinin tatlı dilli, güler
yüzlü ve ceylan gözlü kısaltması). E daha yeni, kişinin huzur ve sükununu bozma
suçunu düzenleyen TCK m.123’ün yanına ısrarlı takip suçu, TCK m.123/A olarak
eklendi. Şimdi de, şanlı Anayasamız şu hakkı, bu hakkı, o hakkıdan geçilmezken,
mesela düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini düzenleyen Anayasa m.26’nın
hemen yanına m.26/A olarak “bi s… g…” deme hakkını koyalım, bireyimiz o cümleyi
ilgili kişiye kursun, rahatlasın ve huzur bulsun. Sonuçta Anayasa m.56/1’e göre
herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip. Allah aşkına,
Anayasamızda “kıyılardan yararlanma” diye madde var; “bi s… g…” deme hakkı mı
olmayacak?
Bu arada; bu yazı halkı suç işlemeye
teşvik ve tahrik gibi değerlendirilmesin. Bilakis burada madde önerisinde
bulunuyor, maddeyi koyun ki cümleyi kurabilelim diyoruz, yoksa kurmayacak,
içimizde biriktirmeye devam edeceğiz. Ama sonuçta lastik gibi kanun, lastik
gibi uygulayıcılar… Şuradan darbeye teşebbüs bile çıkarabilir sayın savcılarımız.
Yine de yılmayacağız, halkın “bi s… g…” deme hakkını sonuna kadar savunacağız.
Açalım…
İsmailağa Cemaati liderinin
vefatından sonra “o da bizim insanımız, kardeşlik için onun görüşlerini de
dikkate almalıyız” türü açıklama yapan bir şahsa “yaa bi s… g… Allasen” deme
hakkımız olmamalı mı?
Boris Johnson’un istifasını,
parlamenter sistemde yürütmenin başkanlık sistemine oranla istikrarsız
olduğunun göstergesi olarak yorumlayan Atilla Yayla’ya, sırf bu tweet’i
nedeniyle de değil, mesela aldığı oksijenin gereğinden fazla olmasına “bi s… g…”
diyemeyecek miyiz?
Diyanetin zamları Allah’ın
yaptığına yönelik açıklaması bize o cümleyi kurdurtmayacak mı, içimize mi
atalım bazı şeyleri? Ne demiş Settar Tanrıöğen: “içine atıyon, bu hiç iyi bir
şey değil, içine atma, dünyadaki bütün büyük hastalıkların ana sebebi bu, içine
atmak” (Vavien)
Ali Koç’un suratı bile artık “yaa
hacı bi s… g…, sal bizi” dedirtmiyor mu?
Altılı yuvarlak masayı elimizle
devirip “altınız da ayrı ayrı …” demek hiç mi gelmiyor içinizden?
Malum şahsın herhangi bir söylemi
veya örnek verelim, “dişinizi sıkın şu ayda rahata kavuşacağız, yine seçin
halledeceğiz” türü açıklamalarına karşı “ya reis …” olmuyor mu sizde de?
Bahçeli’nin… (Neyse ona
girmeyelim, Çakıcı Makıcı salınmasın üstümüze)
Derdimi anlattım sanıyorum.
İnsan haklarıcılar ne der
bilemem, ama bence Anayasamıza “bi s… g…” deme hakkı eklenmeli. Muhtemelen insan
haklarıcılar “buna gerek yok, zaten o, Anayasa ve İnsan Hakları Avrupa
Sözleşmesi’nde güvence altında” filan diyecekler, yemezler. Deyin bakalım
birine “bi s… g…”, ne oluyor. Ben o maddeyi görmek istiyorum hem, vatandaş
değil miyim?
İyi yazlar…