30 Nisan 2025 Çarşamba

Tıkılak/Takılak IX

 

* Hristo’yu biliyorsunuz (veya bildiğinizi sanıyorum), 26 Aralık 2024 tarihli Dedeağaçlı Hristo yazıma konu ettiğim ağabeyimiz. “Maşallah dediğimiz üç gün yaşıyor”dan hareketle, yazıyı yazdıktan iki hafta sonra, adamın dükkânı kapattığını öğrendim. Dedeağaç’a bir sonraki gidişimden önce de yazdım adama, “Başka yerin var mı abi?” gibilerinden. İş değiştirmiş. “Bir gün bir yerde görüşürüz.” tarzı bir şeyler söyledi, üzüldüm tabii. Bunlar hep DÇLV etkisi…

* Yurt dışından konu açılmışken, şu erkek kadın tuvaletlerinde bu durumu harfle belirlemeleri beni biraz geriyor. D ve H olarak mesela. Tamam, Almanca ise Dame kadın, Herr erkek. Lisede Almanca hocamız (nur içinde yatsın Eyüp Hoca) herif kelimesiyle örnek veriyordu, “Ben herif olduğum için Herr Aydın.” derdi, hâlen bu örnek işimi görür. Onun dışında saçma işaretlerle tuvaletin hangi cinsiyet olduğunu anlama yolları, hem insanı geriyor hem de insanda “Acaba ben mi malım?” hissiyatı yaratıyor. Klasik işaretleri söylemiyorum, onlar belli. Ama bazen “Bu da erkek olabilir.” deyip diğer kapıya kadar gidiyorsun, “Tamam bu daha erkeğe benziyor.” düşüncesi ile kapıyı açıp çişini yapıyorsun. Bazen emin olman için içeride pisuvar olup olmadığını kontrol ediyorsun vs. Olmaz, yapacağın şey çiş ya.

* Siyasilerin konuşmalarında eski dönem yöneticileri, başbakanlar, cumhurbaşkanları çok konuşuluyor. “O zamanda bu vardı, şimdi yok”, “Siz şunun dönemine döndünüz”, “Siz şunun kurbanı olun” gibi… Bilmiyorum dikkat çekmiyor mu ama, Fahri Korutürk hiç konuşulmuyor yahu. “Biiz Mendereslerin…”, Milli Şef, Özal dönemi, “şapka”, “netekim”, Celal Bayar; arkadaş, Muhsin Yazıcıoğlu bile konuşuluyor; Fahri Korutürk’ün adı sadece, “Abdullah Gül, Süleyman Demirel kaçıncı cumhurbaşkanıydı.” diye eski cumhurbaşkanlarının ismi sayılırken geçiyor. Az buz dönem de cumhurbaşkanlığı yapmamış. 1973’ten 1980’e kadar ki, cumhuriyet tarihimizin en cafcaflı dönemlerinden biri. Fahri Korutürk yok ortada. Ne sahip çıkılıyor ne eleştiriliyor. Adama çerez tabağındaki leblebi muamelesi çekiliyor yıllardır. Bu adamın hiç mi evladı yok, düşüncesi yok.

* Çakma Ahmet Kaya vardı bir ara. Şimdi baktım, çıktı ismi: Emrah Dinçer. Sözde protest şarkıcı. Bıçağın kemiğe dayandığı gün diye de şarkısı vardı. Tam da Ahmet Kaya’ya herkesin vurduğu dönem. Benzerliği hatırlatılmıştı, etrafında şakşakçıları vardı, bu benzetme onu rencide ediyormuş da, bu ülkenin ekmeğini yemiş de, kendisini şerefsizlerle mukayese etmesinlermiş de, gözümün önünde hâlâ. Karikatür karakteri Ezik şarkıcı Altuğ’da bundan esinlendiği söyleniyor, ne kadar doğru bilemiyorum. Bir de çakma sevgili yapmışlardı buna. Elif Güvendik’ti sanırım. Nereden aklıma gelip de notunu aldıysam bu adamın. Sinir oldum şimdi.

* Euroleague’de Final Four’dayız, son derece gurur verici. Ancak etkinlik Abu Dabi’de, son derece üzücü. Şimdi NBA ile Euroleague’in birleşeceği konuşuluyor. Turnuvalar yenileniyor, ya Amerikanlaşıyor ya Araplaşıyor. Para, bok bir şeysin.

Yaşasın 1 Mayıs!