14 Nisan 2018 Cumartesi

Verilen, İstenen, Çözüm



İlkokulda matematik problemlerini çözerken bir yöntem izlerdik. Önce problemde bizlere verilen bilgileri bir tarafta toplar, sonra bizden isteneni saptar, en son da bu bilgiler ışığında isteneni analiz etmeye, problemi çözmeye başlardık. Bu üç basamak “verilen”, “istenen” ve “çözüm” olarak adlandırılırdı.

Tabii “analiz”, “saptama” vs. yazıyorum da, bunlar atla deve değil sonuçta. Sonuçta A şehri ile B şehri arasındaki 100 km’lik mesafenin nesini analiz edeceğiz? Ama o dönem için önemliydi bu matematiksel problemler.

Şimdi de, çok önemli olmasa bile bir problemle karşı karşıyayız. Bir konuda; önce verilen bilgiyi açıklayacak, bu bilgi sonucunda bizlerden isteneni saptayacak, bu problemi çözmeden önce “kendimizi tutamayarak” kısa bir açıklama yapacak, problemin çözümü için önerimize yer verecek ve bu problemi kimlerin çözebileceğini belirteceğiz.

Verilen
Konya Milli Eğitim Müdürlüğü’nün “gençlik ve inanç” konulu çalıştayında, imam hatip öğrencilerinin dini bilgilerdeki tutarsızlıklar nedeniyle deizme kaydığı ve ders materyallerinin çocuklara uygun olmadığı sonucuna ulaşıldı.

İstenen
Diyanet İleri Başkanı Ali Erbaş bu konu ile ilgili yaptığı açıklamada; “Biz peygamberimiz için canını ortaya koyan çocuklarız. Böyle bir şey olabilir mi? Biz her gün Ayet-el Kürsi’yi okuyan bir milletiz. Ayet-el Kürsi deizmi kökten reddeden bir anlayışı ortaya koyuyor. Bizim milletimizin hiçbir ferdi böyle sapık, batıl bir anlayışa asla prim vermez. Milletimize, gençlerimize kimse iftira atmasın. Benim bu tanımımdan sonra hiçbir gencimizin ve insanımızın sapık ve batıl felsefi bir düşüncenin peşinden gidecek kadar buna itibar edeceğini zannetmiyorum. Siz bir Müslüman gence, ‘Peygamberi inkar eden bir düşünceyi niye kabul ediyorsunuz?’ dediğinizde ‘Böyle miymiş, deizmin anlamı bu muymuş?’ diyeceğini görürsünüz, rastlarsınız. Onun için açık konuşsunlar. Deizmin ne olduğunu milletimize anlatsınlar.” ifadelerini kullandı.

Çözümden Önce Not
Lan zaten gençler dinleri reddedince Ayet-el Kürsi’yi de reddetmiş oluyor. “Ayet-el Kürsi deizmi reddediyor, o nedenle deizm mantıksız” mı diyecek gençler? Ali Erbaş gibiler yüzünden gençler deizme kaydığı için kendisinin “benim bu tanımımdan sonra” açıklamasını da abuk buluyor ve Ali Erbaş’ın bir inançla ilgili “sapık, batıl” ibareleri geçen açıklamaları karşısında çözüm önerisinde bulunuyorum.

Çözüm
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesi: “(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.

Çözecek Olan
Hakim, savcı amcalar, teyzeler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder