31 Mart 2017 Cuma
29 Mart 2017 Çarşamba
Kararımız Evet
Milliyetçiler merhaba...
Atatürk, Başbuğ Türkeş, Muhsin
Yazıcıoğlu, Nihal Atsız ve milliyetçi olarak bildiğiniz herkes, yaşasaydı
“evet” derdi, bakın Devlet Bahçeli “evet” diyor, Akşener’i filan geçin, onlar
FETÖ’cü. “Evet” iyidir, siz de “evet” deyin.
Müslümanlar merhaba…
Başta kurban olduğumuz Hz. Muhammed
(sav) olmak üzere, dindar olarak bildiğimiz Mehmet Akif, Necip Fazıl, Erbakan
tereddüt etmeden “evet” derdi, “evet” ibadettir, siz de “evet” deyin, Allah’a
emanet olun.
Aleviler merhaba…
Hz. Ali yaşasaydı kesin “evet”
derdi, Hacı Bektaş Veli’nin, Pir Sultan Abdal’ın “hayır” demesi mümkün değildi.
Sizler de “evet” deyin.
Kürtler merhaba…
Şeyh Said yaşasaydı “evet” derdi,
her “evet” Şeyh Said ve arkadaşlarına bir Fatiha’dır, “evet” deyin. Sayın
Öcalan da “evet” derdi, PKK da “evet” derdi. Pardon, bunlar bölücü, bunlar
“hayır” der; gerçek Kürtler/Zazalar “evet” der.
Barzani’yle aramız iyiyse Barzani
“evet” der, kötüyse “hayır” der. Esad Esad’sa “evet” der, Esed’se “hayır” der,
Putin eğer kardeşimizse “evet” der, uçağı düşürülürken “hayır” der, Böyle de
b.k huyları vardır bunların.
CeHaPeliler merhaba…
Atatürk “evet” verirdi dedik, daha
ne diyelim? Kılıçtar’a beş koyun emanet etsen, beşini de kaybeder, bunların ülkede
dikili ağacı yok. “evet” deyin dikili ağacınız olsun.
Ülkemizin bölünmesini isteyen
herkes ve her ülke “hayır” için propaganda yapıyor, “evet” deyin, büyük oyunu
bozun. İstikrarımız için “evet”.
Kimler “hayır” diyor? Bölücüler ve FETÖ’cüler,
bize hain darbe girişimi yapanlar, tanklarla milletimize kurşun sıkanlar “hayır”
diyor. Siz 2010 referandumunda yaptığınız gibi darbelere karşı “evet” deyin,
ülke bir daha darbe yüzü görmesin.
Ayrıca “evet” derseniz, sıkıyönetim uygulaması son bulacak. Biliyorsunuz şu anda ülkemiz KHK'larla, OHAL'le yönetiliyor, “evet” derseniz bitireceğiz bu dönemi; sıkıyönetimi, OHAL'i getirenlerden hesap soracağız.
Ayrıca “evet” derseniz, sıkıyönetim uygulaması son bulacak. Biliyorsunuz şu anda ülkemiz KHK'larla, OHAL'le yönetiliyor, “evet” derseniz bitireceğiz bu dönemi; sıkıyönetimi, OHAL'i getirenlerden hesap soracağız.
Neye “evet” diyeceğiniz için Anayasa
teklifine bakmaya, bunları yorumlamaya gerek yok, halk Anayasa filan anlamaz, hizmet
bekler; hizmeti biz veriyoruz. Yollar yaptık, Marmaray’ı yaptık, Avrasya Tüneli’ni
yaptık, havaalanları yaptık; bunlar camileri ahır yaptılar. O nedenle Anayasa
teklifimize “evet” verin, daha da hizmet edelim.
Ah değerli kardeşlerim; 15 yıllık iktidarımızda
parlamenter sistem olmasaydı, cumhurbaşkanlığı sistemi olsaydı neler yapardık
neler. Terörü bitirirdik mesela. Parlamenter sistem bize yük, verin “evet”
oyunu, bakın nasıl bitireceğiz terörü. Yargı bağımsız olacak, 2010’da yargı
bağımsızlığı için verdiğiniz “evet” oylarını şimdi de verin, çifte kavrulmuş
bir yargı bağımsızlığımız olsun. Yerli araba yapalım bir de, parlamenter sistem
yüzünden yerli araba yapamıyoruz, Kılıçtar da yapamadı hiç yerli araba, yaptı
mı? Bunlar yapamaz. Biz yaparız, “evet” deyin bakın neler yapıyoruz.
Haydi Türkiye, “evet” de.
4 Mart 2017 Cumartesi
Yargılamanın Yenilenmesi Başvurularında Yeni Moda: Hakim/Savcı İhraçları
(Yazı, “Hukuk Defterleri” dergisinin 2017 Mayıs - Haziran sayısında yayımlanmıştır)
Siyasi ve toplumsal gelişmelere göre kanunlarda yapılan değişiklikler ülkemizde olağanlaştığı gibi, bireylerin hak arama yollarının da bu gelişmelere göre şekillendiği görülüyor.
Siyasi ve toplumsal gelişmelere göre kanunlarda yapılan değişiklikler ülkemizde olağanlaştığı gibi, bireylerin hak arama yollarının da bu gelişmelere göre şekillendiği görülüyor.
Son dönemlerde akla ilk gelen
başvuru, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. ve devamı maddelerinde tanımlanan,
kesinleşmiş kararlara karşı başvurulması nedeni ile bir olağanüstü kanun yolu olarak
düzenlenen hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesidir.
Her türlü hukukilik denetiminden
geçtiği düşünülen kararlara karşı dosyanın yeniden görülmesi doğal olarak istisnai
şartlara bağlıdır. Bu şartlara CMK m.311/1’de bentler halinde yer verilmiştir. Özetle;
Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından hak ihlali tespit
edilmesi, belge sahteliği, yalan tanıklık veya bilirkişilik, hakimin suçluluk
derecesinde kusuru, yeni olay/delilin ortaya çıkması CMK m.311 müessesesine
konu edilebilir. Bu olgular başlı başına yargılamanın yenilenmesi için yeterli olmayıp,
mahkumiyet hükmünü etkileyecek, davanın seyrini değiştirecek kabiliyette olmalıdır.
Peki, yargılamanın yenilenmesi başvurularına
konu edilen, (son dönem tabiriyle) FETÖ’cü hakim, savcı ihraçları konumuzun neresindedir?
Sözgelimi, dosyaya bakan hakimlerin, dosyadan elini çektikten ve dosya
kesinleştikten sonra FETÖ’cü olduğu iddiası ile açığa alınması, meslekten ihraç
edilmesi ve/veya tutuklanması, bizatihi yargılamanın yenilenmesi başvurusuna
dayanak teşkil edebilir mi? Bu soruların cevapları için CMK m.311/1’in (c) ve
(e) bentlerine bakmak gerekir[1].
Bir habere göre[2]; hakkında verilen hapis
cezası kesinleşen hükümlünün, kendisine mahkumiyet kararı veren hakimin 15
Temmuz’dan sonra tutuklandığını gerekçe göstererek CMK m.311/1-c uyarınca yaptığı
infazın durdurulması ve yargılamanın yenilenmesi başvurusunun Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildiği
anlaşılmaktadır.
Mahkeme kararında ise şu ifadeler yer
alıyor: “15 Temmuz 2016 tarihli darbe
girişimi sonrası silahlı terör örgütüne mensubiyet (haberde 'mahsubiyet' ifadesi kullanılmış) iddiası ile hükümlünün
yargılandığı dava dosyasında yargılama aşamasında hükme tesir eden yargı
mensuplarının görevinden alınarak bir kısmının tutuklanmış olması durumunun,
hükümlünün vicdanında oluşturduğu gibi umumun vicdanında da adalete olan güveni
sarstığı, Türk milleti adına bağımsız karar veren mahkemelerin ve yargı
mensuplarının itibarlarının kazanılmasının yine yargı mensuplarının yapacağı
işlemler ile sağlanabileceği gözetilerek ve yeniden yapılacak bir yargılama ile
hükümlünün ve toplumun nazarında adalete olan teveccühün arttırılacağı,
neticede çıkabilecek her türlü kararın aynı nazarda daha makbul olacağı göz
önünde bulundurularak, hükümlünün talebinin kabulü ile infazın durdurulmasına,
CMK’nın 311/1-c maddesi (haberde CMK m.3/1-c ifadesi kullanılmış) gereğince
yargılamanın yenilenmesine ilişkin karar verilmiştir”.
Haberin sonunda bir de hukuki görüş
var. Buna göre; “Karar vermiş olan hakimin
FETÖ soruşturmasında tutuklanmış olmasının, daha önce vermiş olduğu mahkumiyet
hükümlerini güvenilir olmaktan çıkaracağı açıktır. Hüküm giymemiş olsa bile
soruşturmaya konu olmuş bütün hakimlerin vermiş olduğu kararların gözden
geçirilmesi adalete olan güveni yeniden tesis edebilir”.
Uzatmadan söyleyelim; hakimin FETÖ’cü
olmasını ve/veya bir nedenle açığa alınmasını bizatihi, CMK m.311/1-c kapsamında
hakimin hükümlünün mahkumiyetini gerektirecek biçimde “görevlerini yapmada
kusurlu hareket etmesi” olarak yorumlamak isabetli değildir; zira yeniden
yargılama için hakim hakkında ceza kovuşturması gerektiren veya hakimin mahkumiyetini
gerektiren eylem ile karar verdiği dosya arasında illiyet bağı olması gerekir.
Örneğin hakimin, şikayetçiden aldığı rüşvet karşılığında sanığa mahkumiyet
kararı vermesi durumunda CMK m.311/1-c hükmü tatbik alanı bulacaktır.
Yine, lehine yeniden yargılama kararı
verilen Emekli Albay Ahmet Zeki Üçok, Hürriyet gazetesinde verdiği demeçte[3]; “FETÖ’nün kumpas davalarını kamuoyunda herkes biliyor. Ancak bunların
dışında milyonlarca insanla ilgili karar verdiler. Sivil yargıda 7 bin hakim
FETÖ’den meslekten atıldı. Sanki o davalarda çok adil karar vermişler gibi...
Sadece adli yargıda 1 milyon 100 bin davada FETÖ’den meslekten ihraç edilen 7
bin hakimin imzası var. Mahkemelerin bu kararları yeniden ele almaları gerekir.
Bu dosyalar kapsamında tutuklu bulunanlar seri şekilde tahliye edilmeli.” ifadelerini
kullanmıştır.
Demece konu habere göre Askeri
Yargıtay Daireler Kurulu, FETÖ ihraçlarını “yeni delil” saymıştır. Ancak karar
veren hakimin FETÖ’cü olduğu iddiasında esas olan, bu durumun “hakimin karar
verdiği dosya yönünden” yeni delil veya yeni olay teşkil edip etmemesidir. Sırf
mahkumiyet kararı veren hakimin FETÖ’cü olmasını, sözgelimi, alt komşusunu
tehditten mahkumiyet kararı alan apartman sakininin dosyasında yeni olay sayarak
davanın yeniden incelenmesinin kabul edilebilir yanı yoktur.
Tozlu raflarda bekleyen, (demece
göre) 1 milyon 100 bin dosyanın sırf dosyaya bakan hakimler/savcıların FETÖ’cü olduğu
iddia edildiği için ister CMK m.311/1-c ve ister CMK m.311/1-e açısından olsun,
yeniden ele alınması isabetli olmayıp; “siz o dönem Türk Milleti adına değil, FETÖ
adına karar veriyordunuz, tüm dosyalarınızı inceleyelim” gerekçesinin kanuni ve
mantıklı hiçbir tutar yanı yoktur.
Mesele yargıçların o dönem “Türk
Milleti adına” karar vermemesi ve yargının bağımsız olmamasıysa; bu anlayışla,
şimdi (veya bundan 10-20 yıl sonra) görev yapan hakimlerin bir kısmı için
bundan yıllar sonra “siz Türk Milleti adına değil, şu görüş veya siyasi parti
adına karar vermiştiniz” diyerek kararlarını yeniden incelemeye tabi tutmak da
mümkün hale gelebilecek, bu durumda yargı kararları uygulanamaz hale
gelecektir. Yargı bağımsızlığı ülkemizde yıllardır tartışılan bir konudur.
Özetle; sanığın mahkumiyetine karar
veren asliye ceza hakiminin FETÖ’den açığa alınması, dosya ağır ceza mahkemesi
tarafından görülmüşse, mahkumiyet kararını onayan heyeti oluşturan hakimlerin bir
kısmının FETÖ’den soruşturulması veya kovuşturulması, sanık hakkında iddianame
düzenleyen veya sanık aleyhine esas hakkında mütalaa veren savcının FETÖ’nün “bölge
imamı” olması belki hükümlüler nezdinde yeni bir hukuki fırsat olarak
görülebilir; ancak tüm bu gelişmelerin yargılamanın yenilenmesine konu
edilebilmesi için CMK m.311 kapsamında bir karşılığının olması gerekir.
Nitekim İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, bir örgüt dosyasında verdiği 14.02.2017 tarihli karar ile yargılamanın yenilenmesi talebini reddetmiş; gerekçe olarak, karar ile kusurlu eylem arasında illiyet bağı bulunmamasını göstermiştir. Karara göre; "Çeşitli nedenlerle disiplin cezası alan, görevden uzaklaştırılan, meslekten ihraç edilen veya hakkında ceza soruşturması ya da kovuşturması başlatılan hakim ve savcıların baktıkları davalar ile verdikleri tüm yargı kararlarının otomatik olarak şüpheli ve hukuka aykırı sayılması ya da yok kabul edilmesi mümkün değildir.
Kesinleşmiş bir kararın yeniden yargılama nedeni olarak kabul edilmesi için hakkında adli ve idari soruşturma yapılan hakim veya savcının yargısal olarak katılıp karar verdiği davalar ile kusurlu eylemleri arasında illiyet bağı bulunması gerekir".
Bununla birlikte, özel yetkili savcılık
ve mahkemeler döneminde yapılan hak ihlallerinin Anayasa Mahkemesi veya Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde tespiti, CMK m.311/1-f uyarınca yargılamanın
yenilenmesine konu edilebilir; yazıya konu örneklerin ise hukuka uygun tarafı
bulunmamaktadır.
Ayrıca, dosyanın Yargıtay veya
bölge adliye mahkemelerinde bulunup kesinleşmediği durumda CMK m.311’in tatbik
alanı bulamayacağı açıktır. Bu “izahtan vareste” bilgiye yer vermemin nedeni;
bir sanık müdafiinin, temyiz başvurusuna, kararı veren yerel mahkeme hakiminin
FETÖ’den ihracını konu etmesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, 23.01.2017
tarihli, 2016/6878 E., 2017/506 K. sayılı kararında, CMK m.311/1’e göre ancak
kesinleşmiş kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulabileceğini
ve kararın da henüz kesinleşmediğini hatırlatmasıdır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi;
kararında CMK m.311’nin usul şartlarının bulunmadığını ifade etmiş, FETÖ
iddiası ile meslekten ihraç edilen hakimin verdiği kararı hukuka uygun bularak
onamıştır.
[1]
CMK m.311/1: “Kesinleşen bir hükümle
sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hallerde hükümlü lehine olarak
yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür: (…)
c) Hükme katılmış olan hakimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur
dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkumiyetini
gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise. (…)
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız
başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında
sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması
ile mahkum edilmesini gerektirecek nitelikte olursa”.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)