26 Eylül 2024 Perşembe

Tıkılak/Takılak VII

 

* Sırt çantamın -ki kendisiyle yaklaşık 10 yıldır birlikteyiz- fermuarı bozuldu. İnternetten fermuar tamircisi aradım, karşıma direkt Fermuar Hastanesi diye bir şey çıktı. Üsküdar’da yeri, mantıklı. Yorumları güzel, daha da mantıklı. Bayağı da takipçisi var ağabeyimizin. Bölge Adliye Mahkemesi dönüşümde Marmaray üzerinden uğradım ağabeyimize.

Aydın Tuhafiye diye geçiyor, tabelanın hemen altında da Fermuar Hastanesi yazıyor. Adamın adı ise Vehbi. Yani ufaktan bir “Foto Esat” durumu var (bkz. Gibi - Çaça ve Cosplay bölümü).

Dükkân çok küçük, zaten tek kişi girsin diye talimat var dükkânın camında. Dört farklı kâğıtta uzun uzun talimatlar yazıyor. Bir kısmı şu şekilde:

“Tamire getirdiğiniz ürünleri tamiri mümkünse hemen tamir edip veriyoruz.

Sırada beklediğiniz süre dışında sıranız gelip içeri girdiğinizde en fazla 3 ya da 4 dakika içinde tamir işiniz biter.

Kesinlikle bırakma, sonra alma gibi bir durum söz konusu değildir.

Tamire getirdiğiniz ürünleri bırakıp sonra almak ya da emanet olarak bırakmak için lütfen ısrar etmeyiniz”.

Orijinal bir dükkân olduğu kesin. Ben de bugün verir, yarın veya akşam alırım diye düşünürken, yazılanda olduğu gibi kısa bir süre (belki birkaç dakika fazla) bekledim, adam halletti fermuarı. Hatta benim fark etmediğim bir başka fermuar sıkıntısı daha vardı, onu da çözdü. Ben dükkâna girerken önümde iki kişi vardı, benden sonra da iki kişi geldi vs. vs. Ücreti de, toplu taşıma ile gidiş dönüş masrafınızdan daha uygun.

Niye bu kadar uzun anlattım bilmiyorum; etkiledi adam beni herhâlde. Aklınızda bulunsun: Foto Esat, pardon, Aydın Tuhafiye - Fermuar Hastanesi, Vehbi ağabey.

* Yeşilçam’da dublaj sanatçılarına çok büyük saygı duyarım. Sesini en çok beğendiğim kişi de Hayri Esen’dir, Itır Esen’in babasıdır aynı zamanda. Hepiniz biliyorsunuz sesini zaten. Hayri Esen’in ayrıca Tosun Paşa’da Daver Bey’in arkasındaki yaşlı adam olduğunu belirteyim. Hatta bu amca defterdar rolünde olacak ki, Tellioğulları ile Seferoğulları görüşmesinden sonra taraflar merdivenden inerken, Tellioğullarından Vehbi’nin (aa Vehbi ağabey bizi andı) Seferoğullarından Suphi’ye tekmesi sonrası Suphi Vehbi’ye yumruk atmadan hemen önce Hayri Esen’i görür ve “Hayırlı günler Defterdar Bey.” der.

İşin komik tarafı filmde, Hayri Esen’in kendi güzel sesini değil, dublörünün sesini duyarız; toplasanız filmde 2-3 cümlesi vardır ama o cümleler Hayri Esen tarafından seslendirilmemiştir. Neyse, Yeşilçam iyidir…

* Yılın aylarının ismiyle değil sırasıyla söylenmesi oldum olası garibime gitmiştir. Sadece yaşlılar değil, gençler de söylüyor bu şekilde. “Duruşma 4. ayın 26’sına bırakıldı.” gibi… “Düğünümüz var ağabey, bekleriz, 7. ayın 18’inde inşallah”. 18 Temmuz de geç kardeş, hayırlı olsun tabii de…

* itiraf.com diye bir site vardı eskiden, herkes itiraflarını yazardı. Şimdi de Ekşi Sözlük yazarları ekşi itiraf başlığı altında itiraflarda bulunuyor; ama itiraf.com daha sertti. Ekşi’de “Bazen her şeyin üstüme geldiğini düşünüyorum.” tarzı itiraflar var. Neyse ben de dandik bir itirafta bulunayım, bazen rehberimde bulunan telefon numaralarını, sırf o kişi aradığında açmayayım diye tutuyor ve silmiyorum. Çok basit bir itiraf tabii bu, itirafımsı, itir, itir esen, hayri esen. Bir de Gravesen vardı topçu, tank gibiydi.

Güzel sonbaharlar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder